İbranice - 6 Dilde İbranice Öğrenin

tr

 
İBRANİCE'NİN İŞLEYİŞİNE KISA BİR BAKIŞ

İbranice tüm önyargılardan bağımsız düşünüldüğünde büyülü bir dildir. Şüphesiz aynı büyülülük havası Arapça’da ve Süryanice’de de bulunur. Ancak Arapça, çok göz önünde olduğundan, Süryanice de ilgilenenler dışında neredeyse hiç kimsenin gözü önünde olmadığından olsa gerek İbranice’nin farkına pek varılmaz.

İbrani Dili, Samî kökeninden kaynaklanan hemen her türlü özelliği sadakatle muhafaza eder. Bu özelliklerin en başında büklümlenme ve bu büklümlenmelerin usülünü belirleyen “vezin” olgusu gelir. Genellikle üç, abnormal durumlarda ise 2 ya da 4 sessiz harften oluşan kökler kendilerine uygulanan vezinlerle çok sayıda kombinasyonla karşımıza çıkarlar. Arapça bilenlerin de rahatlıkla tanıyabileceği bir örnek verecek olursak, işe çok bilinen ve bu tür durumlarda sıklıkla örneği verilen yazmak fiili ile başlayabiliriz. Yazmak, Lisan-ı İbrani’de tıpkı Lisan-ı Arabi olduğu üzere K-T-B köküyle bilinir. Ancak bu üç-sessizli kökün ilk sessizi olan Kof harfi bazı durumlarda hırıltılı bir H ve üçüncü sessizi olan Bet harfi ise kimi daurumlarda V olarak da okunabilmektedir. Şimdi bunları da bilerek aşağıdaki kelimeleri ve onların “yazmak” ile olan mantıksal ilgilerini gözden geçirelim:

KaTaV yazdı*

niKTaV yazıldı

KiTaV özenerek yazdı,

hiHTiV yazdırdı

huHTaV yazdırıldı

hitKaTVu yazıştılar

KTiVa yazı

miHTaV mektup

KTaV yazılı belge

KTaV yad el yazması

KeTuVa evlilik belgesi

KToVet adres

maHTaVa okul sırası

tiHToVet muhabir

KTiV hecelemek

Bu liste uzadıkça uzar. Ancak bu kadar örnek İbranice’nin işleyişini anlamak açısından yeterlidir. Hem fiil çekiminde hem de ad ve adsoylu sözcüklerin türetilmesinde bu büklümlülük özelliği ve onların tatbik edildiği üç-sessizli kökler esastır.

Fiil çekimi açısından Klasik İbranice’den, günümüzde İsrael’de konuşulan Modern İbranice’ye kadar epey yol alınmış olmasına rağmen, yine de İbrani Dili’nin fiil çekim kalıpları ya da eski adıyla “vezinleri” sayıları 50 küsuru bulan Arapça’nınki kadar zengin sayılmaz. Ad ve ad soylu sözcük türetiminde kullanılan vezinler başka bir yazının konusu olmak üzere bir kenara bırakıldığında, fiil çekiminde temel alınan esas vezinlerin şu şekilde teşekkül ettiğini görürüz:

QAL (PA’AL): Pa’al kalıbı, İbranice’de bir fiilin sözlükte yer aldığı halini tarif eder. Arapça’daki “fe’ele” kalıbına karşılık olarak düşünülmelidir. Bu kalıbın PA’AL olarak adlandırılmasının sebebi şablon olarak, herhangi sıradan bir fiilin üçüncü tekil/eril (Tr. O, İbr. Hu, Ar. Huwe) geçmiş zaman haline karşılık gelmesidir. Bir örnek verecek olursak, bakmak, koruyup kollamak, gözetmek anlamına gelen liŞMoR fiili, “baktı, koruyup kolladı, gözetti” anlamına gelmek üzere üçüncü tekil şahıs için geçmiş zamanda çekildiğinde “ŞaMaR şeklini alır. Bu kalıp olarak Pa’aL ile aynı vezni karşılar.

Pa’al vezninin tam anlamı, bir fiili en basit en alelade anlamıyla “yapmak”tır. Örneğin Pa’al’i LaMaD olan “öğrenmek” fiili, Pa’al kalıbında bulunduğu sürece yalnızca “öğrenmek” anlamına gelir. Öğretmek, ezberlemek, ezberletmek gibi anlamlarda kullanılmak istendiğinde bazı başka vezinlerde çekilmesi gerekir.

Pa’al vezninin üç farklı zaman çekimi bulunur. Bunlar mazi, hal ve istikbal ya da daha nevzuhur adlarıyla “geçmiş, şimdiki/geniş ve gelecek” zaman çekimleridir. Mazi (Geçmiş Z.) çekiminde daha önce de bahsini ettiğimiz üzere Pa’aL hali temel alınır, ve gereken şahıs ekleri eklenir. Buna göre örneğin, Öğrendim demek için LaMaDti, Öğrendik demek için LaMaDnu, Öğrendiler demek için de LaMaDu biçimleri kullanılır.

Pa’al vezni düzenli fiilerde, Hal (Şimdiki/Geniş Z.) söz konusu olduğunda “Po’el” halini alır. Ve Po’el’e dönüşen vezne dişil şahıslar için –et ya da –e, -a, eril çoğullar için –im, dişil çoğullar için de –ot, eklenir. Bu durumda öğreniyorum demek isteyen bir kişi erkekse “LoMeD”, kadınsa “LoMeDet” diyecektir. Eğer öğrenenler kalabalıksa ve “öğreniyoruz” diyorlarsa, erkekler “LoMeDim” kadınlar “LoMDot” şekillerini kullanmak durumunda kalacaklardır.

Pa’al’in İstikbal (Gelecek Z.) çekiminde ise fiilin mastar hali alınır, mastar eki olan L- atılarak onun yerine Arapça’da Muzari/Şimdiki Zaman fiile gelen ekler getirilir. Örnek olarak sormak anlamına gelen liŞ’oL fiilini alalım, buna göre mastar eki olan li- atıldıktan sonra bu fiil gelecek zamanda şu şekilde çekilecektir:

soracağım EŞ’oL alef (elif) + Ş’oL

soracaksın TiŞ’oL t + Ş’oL

soracağız NiŞ’oL n + Ş’oL

soracaklar YiŞ’oLu y + Ş’oL + u

 

NİF’AL: Bu kalıp fiili edilgen duruma sokmaya yarayan bir kalıptır. Nif’al kalıbında çekilmiş her fiil sıfatlaşır ve Arapça’da ism-i mef’ul olarak anılan mefhuma karşılık bir anlam kazanır. Türetilişi zaten açıkça görüldüğü üzere oldukça basittir. Üç-sessizli kök “nif’al” veznine uydurulur. Birkaç örnek verecek olursak:

yazdı” anlamındaki KaTaV <=> niKTaV yazıldı

kapattı” anlamındaki SaGaR <=> niSGaR kapandı

sordu” anlamındaki Şa’AL <=> niŞ’oL soruldu

gönderdi” anlamındaki ŞaLaH <=> niŞLaH gönderildi” biçimini alacaktır. Bir cümleyle de örnek verecek olursak:

Ha-yeled khoret et ha-etz” (Çocuk ağacı kesiyor) cümlesindeki “KhoReT” fiili “Nif’al” kalıbına alındığında:

Ha-etz niKhRaT” (Ağaç kesildi) biçimi alacaktır

 

Pİ’EL: Diğerleriyle kıyaslandığında Pi’el biraz daha farklı bir yapı arz eder. Herşeyden önce Pi’el’in iki farklı anlamı vardır. İlk anlamı daha basittir. Buna göre bir fiil Pi’el kalıbına alındığı zaman o fiilin ya tekrarlılığı ya da daha bir kuvvetle yapıldığı sonucu çıkartmak hedeflenir, ikinci anlamında ise bu fiile bir ettirgenlik katılmak amaçlanmıştır. Örnekle, Pa’al veznindeki PaTaH fiili “açmak” anlamına geliyorken, Pi’el vezni uygulandığında PiTaH biçimine dönüşecek ve “çözmek, gevşetmek” anlamına gelecektir. Bir başka örnek verecek olursak, “öldürmek” anlamındaki “KaTaL” fiili, Pi’el veznine girdiğinde “QiTTaL” şeklini alacak ve “katletmek” gibi daha yoğun bir anlam kazanacaktır. Pi’el vezninin bir de pasif/edilgen hali vardır ve o da Pu’al olarak ayrı bir vezindir. Ancak bazı dilbilimciler Pu’al’i “Hameş Binyanim” olarak bilinen “Beş Ana Vezin”den biri olarak görmezler. Onlara göre Pu’al, yalnızca Pi’el vezninin pasif halidir.

 

HİF’İL: Hif’il vezni İbranice’de fiilleri ettirgen yapmaya yarar. Ettirgenlik anlamı Pi’el ile de kısmen verilebilir. Ancak ettirgen ifadenin asıl vezni Hif’il’dir. Örneğin, “Hu AKhaL” cümlesinde “yemek” fiili Pa’al vezninde çekilmiş ve “O yedi” anlamı veriyorken, “Hu hEKhiL” cümlesi Hif’il vezninde çekilmiştir ve “O yedirdi” anlamına gelir.

Ha ner DoLeK” cümlesi “mum yanıyor” anlamına gelir. Burada “yanmak” olarak çevirdiğimiz DaLaK üç-sessizli fiili Pa’al vezninin Şimdiki/Geniş Zaman siygasına göre çekilmiştir. Ancak “çocuk mumu yaktı” demek istediğimizde cümleyi, fiili Hif’il kalıbına alarak “Ha bahor maDLiK et ha ner” şeklinde kurmak durumunda kalırız. Çünkü İbranice’de bu anlamı verebilmek için fiili “yandır” olarak çekmek zorundayızdır.

Hif’il vezninin pasif/edilgen hali ise Huf’al olarak uygulanır.

 

HİTPA’EL: Bu vezin İbrani dilinde “refleksif/dönüşlü” çekim yapmaya yarar. Tam Türkçeye çevrildiğinde aslında bu çekimi “eyleyenin kendini” etkileyen şeyler yapmak olarak özetleyebiliriz. Yani, yıkamak fiili söz konusu ise Hitpa’el vezni “kendini yıkamak” anlamı vermeye yarar, ancak bu Türkçe’de “yıkanmak” şeklinde karşılanır. Bu özelliğiyle Hitpa’el vezni isimden fiil türetmeye de yarar. Örneğin silah anlamına gelen ZaYiN sözcüğü Hitpa’el veznine sokulduğunda hiZdaYeN biçimini alır ki bu da “silahlanmak” demektir. Çekimde kullanılan “d” harfi ise bir çeşit kaynaştırma harfidir. Bir örnek daha verecek olursak:

Ha yeled RaHaTZ et ha kelev” cümlesi “çocuk köpeği yıkadı” anlamındadır. Yıkamak fiili Pa’al vezninde Mazi/Geçmiş siygasında çekilmiştir. Ancak:

Ha yeled hitRaHeTZ” denirse bu “çocuk yıkandı” anlamına gelir. İşte bu ikinci ifadede kullanılan vezin İbranice’de Hitpa’el olarak adlandırılan vezindir ve 5 büyük vezinin sonuncusudur.

 

İsraelloğulları’nın Babil Sürgünü ile başlayan uzun bir tarihsel macera boyunca İbranice’yi neredeyse tümden unuttukları ve İbranice’nin tamamiyle litürjik ve ruhbana has bir dile dönüştüğü biliniyor. Klasik ve Orta İbranice dönemi olarak adlandırılan bu uzun dönemin ardından 19. asır sonu 20. asır başı Eliezer Ben Yehuda adlı Rus Yahudisi Din ve Dil Bilgininin çabalarıyla İbranice eski din kitaplarından tek tek iz sürerek yeniden canlandırılmış ve CIA’nin verdiği resmi rakamlara göre yaklaşık 15 milyon kişinin konuştuğu modern bir dile dönüştürülmüştür.

Ancak bu dönüşüm elbette ki bir çok kayıbı da beraberinde getirmiş, dilde bir takım itilaflı durumlar yaratmıştır. Bazı kelimelerin hem Eski İbranice’den gelen eski halleri hem de Günümüz İbranice’sinde kullanılan yeni halleri vardır ve daha da ilginci her ikisi de kullanılmaya devam etmektedir. Bu süreçte bazı vezinler geride bırakılmış artık Modern İbranice’de gerekli görülmemiştir ve dolayısıyla da artık kullanılmamaktadır. O nedenle bu yazıda konusu edilen vezinler Modern İbranice’nin rayiç vezinleri olduğundann toplam 5 tanedir. Oysa bu rakam Klasik İbranice’de –yine de Arapça ile kıyaslanacak kadar olmasa bile- daha fazladır.

 

<!--[if !supportFootnotes]-->


<!--[endif]-->

 

* Bu örneklerde ve yazının tamamında örnek olarak verilen her fiilde fiilin kökünü oluşturan “üç-sessiz” harf büyük harflerle gösterilmiştir.

 

hit counters
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol